29 Aralık 2014 Pazartesi
telefonun şarjı
Telaffuzunu doğru yapacağım diye her seferinde stres olduğum "şarj", ispanya'da daha fazla başıma bela oluyordu ki imdadıma bir "caps" yetişti.
Bu kadar çok cafe/tapas/pub/bar olan bir yerde dışarda şarj edecek yer bulamıyorsunuz. Konuşmak yerine yazışmayı tercih edenler şu "vatzap" olayına fena sarmış durumdalar. Taksicinin, öğrencinin, barmenin, hocanın elinde sürekli bir vatzup yazışması döner durur. insan bazen konuşmayı unutur diyeceğim ama haddinden fazla konuşan bir coğrafyada yaşıyorum dostlar! uzatmayım: sürekli biten bir şeyi gün içerisinde yeniden doldurmaya çalışmakla geçiyor bazen zamanlar. çünkü telefon kapandığı anda mutlaka önemli bir şey oluyor. ne kadar önemli olabilir ki? oluyor işte, ayrıntıya girmeyelim ve sadece murphy diyelim. hadi girelim, kapı açılmıyor mesela, ev arkadaşınıza ulaşmanız gerekiyor ama şarj yok. üstüne tuvalete yetişme ihtiyacı falan. anlaşıldı sanırım.
Baya baya dert edindim bu işi, akıllı telefonun bizi kablolara düşürmesini yani. herkesin elinde kablolar. peki ya gerçekten iletişim kurabiliyor muyuz? hayır, hayır ve yine hayır... büyük bir yanlış anlamaya doğru sürükleniyoruz hatta. bütün alanlar ve olanlar birbirine karışıyor bu yazışmalarda. sesler, yüzler, imajlar... hepsi bir şarja bağlı. düşünsenize.
yılın son günleri oturup bunu yazmak da biraz tuhaf. ama haklı. bütün bir yıl başıma ne iş açtıysa bu yazışmalar açtı. hızlı, kaba, büyük harfli, son görülmeli, görülmemeli, kızmalı, kurmalı, bozmalı, susmalı, durmalı, başlamalı, haberli, habersiz, iyi ve kötü. bütün hepsi oraya yığıldı. ve kitaplarım unutulmuş bir sevgili gibi yaklaştıkça benden kaçıyor gibi. itiraf etmeliyim ki hız iblisi beni de esir almış. hızlı yürüyor, hızlı yazıyor (muşum).
yılın son günleri, hepsine savaş açayım dedim. hem enerji tasarrufu da olur. sessizleşir, kitaplarda azalırız beraber. okuyalım. iyice okuyalım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder